top of page


SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
"SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM" Nilgün Bodur'un 2. kitabıdır. Web sitemizin menüsünde "KİTAP" sekmesine tıklayarak Nilgün Bodur'un tüm kitapları hakkında detaylı bilgiyi ve online satış linklerini bulabilirsiniz.

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Biz ne ara böyle yorulduk?
Misafir çocuğu gibi
kendi evinde uslu oturup
bize gelince
hayatımızı dağıtıp gidenlerin
arkasını toplarken mi?
Gönlünde yer olmayanların kalbinde
arka saflarda sıkışıp
ayakta yol alırken mi?
Eceliyle ölmüş olamaz dediğimiz
hayallerimiz için
otopsi talep ederken mi?
Kahvenin bile ikisi bir arada olmasına
gıpta edip
yalnızlıktan şikayet ederken mi?
Ayıp ayıp...
Kalkın çabuk.
Yeniden başlıyoruz...
Misafir çocuğu gibi
kendi evinde uslu oturup
bize gelince
hayatımızı dağıtıp gidenlerin
arkasını toplarken mi?
Gönlünde yer olmayanların kalbinde
arka saflarda sıkışıp
ayakta yol alırken mi?
Eceliyle ölmüş olamaz dediğimiz
hayallerimiz için
otopsi talep ederken mi?
Kahvenin bile ikisi bir arada olmasına
gıpta edip
yalnızlıktan şikayet ederken mi?
Ayıp ayıp...
Kalkın çabuk.
Yeniden başlıyoruz...

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Çok hata var yapılacak
aynı hatayı yapma yeter...
Çok insan var sevilecek
yanlış olanı sevme yeter...
Çok yer var gidilecek
olduğun yerde kök salma yeter...
Çok zafer var gurur verecek
birinin kanını dökme yeter...
Çok karar var verilecek
pes etme yeter...
Çok anı var biriktirilecek
geleceği unutma yeter...
Çok ekmek var bölünecek
lokmanı kendine saklama yeter...
Çok başarı var görülecek
kölesi olma yeter...
Çok nefes var alınacak
sonuncusunu verirken
pişman olma yeter...
aynı hatayı yapma yeter...
Çok insan var sevilecek
yanlış olanı sevme yeter...
Çok yer var gidilecek
olduğun yerde kök salma yeter...
Çok zafer var gurur verecek
birinin kanını dökme yeter...
Çok karar var verilecek
pes etme yeter...
Çok anı var biriktirilecek
geleceği unutma yeter...
Çok ekmek var bölünecek
lokmanı kendine saklama yeter...
Çok başarı var görülecek
kölesi olma yeter...
Çok nefes var alınacak
sonuncusunu verirken
pişman olma yeter...

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Sağlıklı yaşam;
bin derdinin arasında,
önce günü güzelce bir selamlayıp
meditasyon falan yapıp,
kefirle muzu blenderda çırpıp
dört yumurta beyazıyla kahvaltı edip
bir saat yürüyüş yapıp,
avokado kemirince olmuyor...
Sözlerine değer vermeyenleri,
enerjini emenleri,
teşekkür etmeyi
ve özür dilemeyi bilmeyenleri,
gücüyle seni ezenleri,
edepsizliğiyle seni sessizleştirenleri,
verdiği ekmeği sana zehir edenleri,
şişmiş egolarıyla
kendilerini dünyanın merkezi zannedenleri
ve seni tüm gerenleri
kapı dışarı edince oluyor.
Huzurun yoksa
prebiyotik kullanma boşuna...
bin derdinin arasında,
önce günü güzelce bir selamlayıp
meditasyon falan yapıp,
kefirle muzu blenderda çırpıp
dört yumurta beyazıyla kahvaltı edip
bir saat yürüyüş yapıp,
avokado kemirince olmuyor...
Sözlerine değer vermeyenleri,
enerjini emenleri,
teşekkür etmeyi
ve özür dilemeyi bilmeyenleri,
gücüyle seni ezenleri,
edepsizliğiyle seni sessizleştirenleri,
verdiği ekmeği sana zehir edenleri,
şişmiş egolarıyla
kendilerini dünyanın merkezi zannedenleri
ve seni tüm gerenleri
kapı dışarı edince oluyor.
Huzurun yoksa
prebiyotik kullanma boşuna...

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Öyle bir evde kaldım ki,
İstemeye gelen olursa kahveye tuz atmaya
cesaret bile edemem.
Kesin, C vitamini, Omega 3 ve Glutamin koyarım.
Bir de kahveyi
nefesi güçlü birine okuturum.
Bu kadar yıl beklemişim.
Adamı kaçırır mıyım?
Telveyi ayırırım ama.
Maske şart.
İstemeye gelen olursa kahveye tuz atmaya
cesaret bile edemem.
Kesin, C vitamini, Omega 3 ve Glutamin koyarım.
Bir de kahveyi
nefesi güçlü birine okuturum.
Bu kadar yıl beklemişim.
Adamı kaçırır mıyım?
Telveyi ayırırım ama.
Maske şart.

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Üzerinize giydiğinizde çıplaklığınızı örten
her kumaş için değer aynıdır.
Kardashian ailesi o markadan giyiniyor diye,
Bir tişörtü sekiz takside böldürüp
araba kredisi öder gibi ödersiniz ya.
Ödemeyin...
Karşınıza geçip sizden medet uman her kişiye,
Medet umulduğunuz için havaya girip
Elinizdeki ve yüreğinizdeki herşeyle birlikte,
En kıymetli şeyinizi yani zamanınızı göz kırpmadan verirsiniz ya...
Vermeyin...
Aşık olmak umudu, hayali ve toplum baskısı sebebiyle,
İnsancıklara insan muamelesi yapıp,
İnsancıktan beter duruma düşersiniz ya...
Düşmeyin...
Değerli vaktinizi, gazetelerin ikinci sayfasında yer alan, ana faaliyet olarak yazları tatil yapan
ve kışları barlara koşan,
İnanın sizin merakınız sayesinde ünlü olan
ve emin olan maaşınızdan kesilen vergi kadar
vergi yükümlülüğü olmayan,
ne iş yaptığını bir türlü çözemediğiniz insanların başına gelenleri okuyarak geçirirsiniz ya.
Geçirmeyin...
İnstagramda pürüzsüz ve incecik gördüğünüz kadınlara benzemek için binlerce lira harcarsınız ya. Dev gibi gözenekleri var onların ve çok iyi filtreleri. Portakal kabuğu kıvamında üst bacak derileri ve bellerinde can simitleri. ( kendimden biliyorum) Ama belki ne sohbetleri vardır kahve yanında, ne de güzel yürekleri. İşte yine de onlara benzemek istersiniz ya...
İstemeyin...
En önemlisi;
Anlatmak istediğini değil de,
Anlamak istediğini anlayanlar için
Söylenen her söz fazladır
Söylemeyin...
her kumaş için değer aynıdır.
Kardashian ailesi o markadan giyiniyor diye,
Bir tişörtü sekiz takside böldürüp
araba kredisi öder gibi ödersiniz ya.
Ödemeyin...
Karşınıza geçip sizden medet uman her kişiye,
Medet umulduğunuz için havaya girip
Elinizdeki ve yüreğinizdeki herşeyle birlikte,
En kıymetli şeyinizi yani zamanınızı göz kırpmadan verirsiniz ya...
Vermeyin...
Aşık olmak umudu, hayali ve toplum baskısı sebebiyle,
İnsancıklara insan muamelesi yapıp,
İnsancıktan beter duruma düşersiniz ya...
Düşmeyin...
Değerli vaktinizi, gazetelerin ikinci sayfasında yer alan, ana faaliyet olarak yazları tatil yapan
ve kışları barlara koşan,
İnanın sizin merakınız sayesinde ünlü olan
ve emin olan maaşınızdan kesilen vergi kadar
vergi yükümlülüğü olmayan,
ne iş yaptığını bir türlü çözemediğiniz insanların başına gelenleri okuyarak geçirirsiniz ya.
Geçirmeyin...
İnstagramda pürüzsüz ve incecik gördüğünüz kadınlara benzemek için binlerce lira harcarsınız ya. Dev gibi gözenekleri var onların ve çok iyi filtreleri. Portakal kabuğu kıvamında üst bacak derileri ve bellerinde can simitleri. ( kendimden biliyorum) Ama belki ne sohbetleri vardır kahve yanında, ne de güzel yürekleri. İşte yine de onlara benzemek istersiniz ya...
İstemeyin...
En önemlisi;
Anlatmak istediğini değil de,
Anlamak istediğini anlayanlar için
Söylenen her söz fazladır
Söylemeyin...

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Bu saatte çok kısa ifade edeceğim...
Yormayayım o güzel beyninizi...
Size öğütler veriyor ve yollar gösteriyorum sanıyorsunuz ya
botokslu alnımla
Ben onları size değil,
kendime söylüyorum aslında.
Ve anladım ki;
bir şeyi kırk kere söyleyince oluyor da.
Mesela,
Değersiz hissettiğiniz yerde durmayın demiştim ya.
Ben durmadığımdan değil, durduğumdan söylüyorum onları valla.
Ve bugün bakıyorum da
söyleye söyleye artık tutamıyor
kimse beni
bana değer vermeyenin yamacında.
Bağırıp çağırmıyorum asla...
Sessizlik ve bensizlik
yeter de artar onlara...
Yormayayım o güzel beyninizi...
Size öğütler veriyor ve yollar gösteriyorum sanıyorsunuz ya
botokslu alnımla
Ben onları size değil,
kendime söylüyorum aslında.
Ve anladım ki;
bir şeyi kırk kere söyleyince oluyor da.
Mesela,
Değersiz hissettiğiniz yerde durmayın demiştim ya.
Ben durmadığımdan değil, durduğumdan söylüyorum onları valla.
Ve bugün bakıyorum da
söyleye söyleye artık tutamıyor
kimse beni
bana değer vermeyenin yamacında.
Bağırıp çağırmıyorum asla...
Sessizlik ve bensizlik
yeter de artar onlara...

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Hangi mesleği yaparsan yap,
Hangi muhitte yaşarsan yaşa,
Ne kadar kazanırsan kazan,
Çevren ne kadar kalabalık olursa olsun,
Fiziğin ne kadar güzel olursa olsun,
Ne kadar başarıya imza atarsan at,
Ne kadar övülürsen övül,
Ne kadar zeki olursan ol,
Yüreğini saf tutmayı başaramadıysan
Olmamışsın demektir...
Saflık aptallık değildir.
İnsanlığın en üst mertebesidir.
Saf yalana bile inanır.
Çünkü tertemizdir.
Değişmesi gereken onlar değildir.
Değişmesi gereken safların
kendilerini aptal hissetmesini sağlayan
kahrolası düzendir.
Bana elde ettiğiniz başarılarla gelmeyin.
Ne paranız, ne eğitiminiz,
ne de ünvanınızdan etkilenirim.
Hepsi kazanılır.
Kazanırken saflık gidiyorsa
başarınızı bile sevmeyin.
Bedeli insanlık olan z
enginliği, rütbeyi, şöhreti
ben neyleyim?
Hangi muhitte yaşarsan yaşa,
Ne kadar kazanırsan kazan,
Çevren ne kadar kalabalık olursa olsun,
Fiziğin ne kadar güzel olursa olsun,
Ne kadar başarıya imza atarsan at,
Ne kadar övülürsen övül,
Ne kadar zeki olursan ol,
Yüreğini saf tutmayı başaramadıysan
Olmamışsın demektir...
Saflık aptallık değildir.
İnsanlığın en üst mertebesidir.
Saf yalana bile inanır.
Çünkü tertemizdir.
Değişmesi gereken onlar değildir.
Değişmesi gereken safların
kendilerini aptal hissetmesini sağlayan
kahrolası düzendir.
Bana elde ettiğiniz başarılarla gelmeyin.
Ne paranız, ne eğitiminiz,
ne de ünvanınızdan etkilenirim.
Hepsi kazanılır.
Kazanırken saflık gidiyorsa
başarınızı bile sevmeyin.
Bedeli insanlık olan z
enginliği, rütbeyi, şöhreti
ben neyleyim?

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Geceleri iki film, bir tam sezon dizi,
bir de youtube izlemeden
uykuya dalamazken,
bazılarının yastığı görür görmez
eter koklatılmış gibi devrilmesi;
Biz su içerken içine damlattığımız
limonun kalorisini hesaplayıp
ihtiva ettiği eser miktardaki
şekerden bile şüphelenirken,
her sabah nutellalı ekmek yiyen kızların, aldıkları ince kemerleri
bellerinde iki tur döndürmesi;
Akıllı telefonu icat eden insanlarla
telefon kadar aklı olmayan insanların
aynı oksijeni teneffüs etmesi;
Sevdiğimiz için her eksiğini ve hatasını
hak gördüğümüz insanların,
gün gelip kendilerini vazgeçilmez bilmesi;
Zamanın geçmesi ama zamanla geçmemesi büyük haksızlık..
bir de youtube izlemeden
uykuya dalamazken,
bazılarının yastığı görür görmez
eter koklatılmış gibi devrilmesi;
Biz su içerken içine damlattığımız
limonun kalorisini hesaplayıp
ihtiva ettiği eser miktardaki
şekerden bile şüphelenirken,
her sabah nutellalı ekmek yiyen kızların, aldıkları ince kemerleri
bellerinde iki tur döndürmesi;
Akıllı telefonu icat eden insanlarla
telefon kadar aklı olmayan insanların
aynı oksijeni teneffüs etmesi;
Sevdiğimiz için her eksiğini ve hatasını
hak gördüğümüz insanların,
gün gelip kendilerini vazgeçilmez bilmesi;
Zamanın geçmesi ama zamanla geçmemesi büyük haksızlık..

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Uyku yataksız,
kahve dumansız,
aşk karşılıksız olmaz..
Zor günlerini tek başına
atlatan insan var ya,
işte onun kimseye
eyvallahı olmaz...
Kendinle barışıksan
başkasıyla zaten derdin olmaz.
Karşımızdaki, yanımızdaki,
önümüzdeki, arkamızdaki
sayesinde yaşamıyoruz hayatı...
Onsuz olmaz dediğin
olmasa da olur
ama “BİZ" bizden çıkarsak eğer,
bu hayatta bizden,
daha da bir cacık olmaz...
kahve dumansız,
aşk karşılıksız olmaz..
Zor günlerini tek başına
atlatan insan var ya,
işte onun kimseye
eyvallahı olmaz...
Kendinle barışıksan
başkasıyla zaten derdin olmaz.
Karşımızdaki, yanımızdaki,
önümüzdeki, arkamızdaki
sayesinde yaşamıyoruz hayatı...
Onsuz olmaz dediğin
olmasa da olur
ama “BİZ" bizden çıkarsak eğer,
bu hayatta bizden,
daha da bir cacık olmaz...

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Ben bazı şeyleri anlayamıyorum
Mesela tüm ülke güvenlik sisteminin anne kızlık soyadının ilk iki harfine bağlı olmasını,
Yüzmek en iyi kardiyodur
ve zayıflatır diyen uzmanlar haklıysa,
zavallı balinaların
nerede hata yaptığını anlayamıyorum...
Amca oğluma benzeyen bazı kızların
güzellik sırları paylaşma ve
amca kızıma benzeyen bazı erkeklerin de
cinsel tercihlerini göze sokmak için
bas bas bağırma dürtüsünü,
Mahallemizdeki bakkalın bile artık meramını
sosyal medyada canlı yayın açarak
anlatma güdüsünü anlayamıyorum...
Sensiz nefes alamam diyenlerin
hayatlarımızdan çekip gittikten sonra
canım oksijenimizi tam kapasiteyle
nasıl sömürebildiklerini,
Ve en çok da bir bok olmayanların,
kendisini bir bok sanmalarına
niye izin verildiğini
bir türlü anlayamıyorum...
Mesela tüm ülke güvenlik sisteminin anne kızlık soyadının ilk iki harfine bağlı olmasını,
Yüzmek en iyi kardiyodur
ve zayıflatır diyen uzmanlar haklıysa,
zavallı balinaların
nerede hata yaptığını anlayamıyorum...
Amca oğluma benzeyen bazı kızların
güzellik sırları paylaşma ve
amca kızıma benzeyen bazı erkeklerin de
cinsel tercihlerini göze sokmak için
bas bas bağırma dürtüsünü,
Mahallemizdeki bakkalın bile artık meramını
sosyal medyada canlı yayın açarak
anlatma güdüsünü anlayamıyorum...
Sensiz nefes alamam diyenlerin
hayatlarımızdan çekip gittikten sonra
canım oksijenimizi tam kapasiteyle
nasıl sömürebildiklerini,
Ve en çok da bir bok olmayanların,
kendisini bir bok sanmalarına
niye izin verildiğini
bir türlü anlayamıyorum...

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Sen gittiğinde hayat durmaz,
sonu gelmez yani dünyanın
Fazla sürmeden unuturlar seni,
büyük acılar içinde geride bıraktıkların.
Yıpratma kendini unutulmamak için
İzi sadece verdikleri sevgidir
yaradılanların.
Duyamazsın gittiğin yerde
arkandan konuşulacakları....
Bu sebeple kıymetini bil
Yalan da olsa
bugün duyduklarının...
Başarını, paranı, aklını, aşkını şimdi yaşa...
Nasıl aktığını bilemiyor insan zamanın.
Kendini de fazla ciddiye alma, n’olur
En büyük zaafı bu oldu hep insanın.
Hatırlatmak istemezdim inan ama,
Bazen hatırlamak lazım...
Asla sağ çıkamayacaksın
içinden bu yaşamın...
sonu gelmez yani dünyanın
Fazla sürmeden unuturlar seni,
büyük acılar içinde geride bıraktıkların.
Yıpratma kendini unutulmamak için
İzi sadece verdikleri sevgidir
yaradılanların.
Duyamazsın gittiğin yerde
arkandan konuşulacakları....
Bu sebeple kıymetini bil
Yalan da olsa
bugün duyduklarının...
Başarını, paranı, aklını, aşkını şimdi yaşa...
Nasıl aktığını bilemiyor insan zamanın.
Kendini de fazla ciddiye alma, n’olur
En büyük zaafı bu oldu hep insanın.
Hatırlatmak istemezdim inan ama,
Bazen hatırlamak lazım...
Asla sağ çıkamayacaksın
içinden bu yaşamın...

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Umutlarım korkularımdan fazla benim...
En olmadı, rujumu sürer; savaşa giderim...
Korktuğum her şeyi yener geri gelirim...
Ekmeğimi belki bir insan verir
Ama ben aslında yaradandan aldığımı bilirim...
Çalıştığım için benim olana,
başkası göz dikerse üstüne basıp geçerim...
Su gibiyim...
Boğacak kadar güçlü, sevecek kadar derinim...
Önüme çıkanı yoluma katar, ben devam ederim..
Bazı kadınlar ateşten korkar,
bazıları ise ateş olup yakar...
Bazı kadınlar ise su olur
ve gittiği yolu tertemiz yapar...
Ben arkadan gelenleri düşündüğüm için,
kendi yolumu temizlerim.
Farklı olduğum için eleştirenleri,
sıradanlığımla ezerim.
Her şey ya da herkes olamayacağımdan,
Sadece ben olmayı kendime görev bilirim.
Sahte bir sen olacağıma,
Dürüst bir ben olmayı tercih ederim.
İhtiyacım olduğu söylenen kahramanı
sulu götürür susuz getiririm...
En büyük kahramanıma ise her sabah
aynada göz kırpmayı borç bilirim.
Kim benden giderse gitsin,
Ben kendimi terketmeyeceğim.
Hiç bahis oynamam aslında ama
Kendim üzerine her iddiaya girerim.
Çünkü ben kaybettikleriyle bile
her zaman kazandığına inanan;
Aynı sizin gibi, kadının “dibi”yim.
En olmadı, rujumu sürer; savaşa giderim...
Korktuğum her şeyi yener geri gelirim...
Ekmeğimi belki bir insan verir
Ama ben aslında yaradandan aldığımı bilirim...
Çalıştığım için benim olana,
başkası göz dikerse üstüne basıp geçerim...
Su gibiyim...
Boğacak kadar güçlü, sevecek kadar derinim...
Önüme çıkanı yoluma katar, ben devam ederim..
Bazı kadınlar ateşten korkar,
bazıları ise ateş olup yakar...
Bazı kadınlar ise su olur
ve gittiği yolu tertemiz yapar...
Ben arkadan gelenleri düşündüğüm için,
kendi yolumu temizlerim.
Farklı olduğum için eleştirenleri,
sıradanlığımla ezerim.
Her şey ya da herkes olamayacağımdan,
Sadece ben olmayı kendime görev bilirim.
Sahte bir sen olacağıma,
Dürüst bir ben olmayı tercih ederim.
İhtiyacım olduğu söylenen kahramanı
sulu götürür susuz getiririm...
En büyük kahramanıma ise her sabah
aynada göz kırpmayı borç bilirim.
Kim benden giderse gitsin,
Ben kendimi terketmeyeceğim.
Hiç bahis oynamam aslında ama
Kendim üzerine her iddiaya girerim.
Çünkü ben kaybettikleriyle bile
her zaman kazandığına inanan;
Aynı sizin gibi, kadının “dibi”yim.

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Yarasa güneşten hoşlanmıyor diye
Güneş değerinden bir şey kaybetmez derler...
Işıkları göz alıyor diye,
Parlamaktan, ısıtmaktan, aydınlatmaktan
Hatta yanmaktan dahi
vazgeçmemeli asla
O Geceleri bile gündüze çevirebilenler...
Gittikleri her yere ışık saçmaktan,
Karanlıkta kalanların
yolunu aydınlatmaktan,
Hak edenlerin içini ısıtmaktan,
Bir avuç hadsiz yarasa sebebiyle
Vazgeçemezler asla,
Kibir nedir bilmeyen o hakiki iyiler...
Çünkü onlar,
Dünya çevrelerinde dönüyor diye
Ona bir an olsun bile
Sırtlarını dönmeyi düşünmeyen,
Ve kötü olmak çok kolayken,
İyi olmayı tercih edenler...
Bizim gibiler...
Güneş değerinden bir şey kaybetmez derler...
Işıkları göz alıyor diye,
Parlamaktan, ısıtmaktan, aydınlatmaktan
Hatta yanmaktan dahi
vazgeçmemeli asla
O Geceleri bile gündüze çevirebilenler...
Gittikleri her yere ışık saçmaktan,
Karanlıkta kalanların
yolunu aydınlatmaktan,
Hak edenlerin içini ısıtmaktan,
Bir avuç hadsiz yarasa sebebiyle
Vazgeçemezler asla,
Kibir nedir bilmeyen o hakiki iyiler...
Çünkü onlar,
Dünya çevrelerinde dönüyor diye
Ona bir an olsun bile
Sırtlarını dönmeyi düşünmeyen,
Ve kötü olmak çok kolayken,
İyi olmayı tercih edenler...
Bizim gibiler...

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Hayallerim hala anılarımdan
daha çok yer kaplıyor yaşamımda...
Şanslıyım bu yüzden ben aslında...
Umut ve ihtimaller hep yanı başımda
Çok heyecanlı bir yer bu tatlı dünya...
Kısa olan yaşam değil,
eksik olan çabalardır hayatta;
Cenneti bu dünyada yaşamak
emin olun ki bizim avucunuzda
Cehennem ise sadece kaygılarımızda
ve korkularımızda
Her şeyi istemeden, denemeden, yenilmeden gitmeyin sakın bu dünyadan...
Rüyaları gerçekleştirmenin tek sırrı
uyanıp bir an önce
yataktan kalkmakta..
daha çok yer kaplıyor yaşamımda...
Şanslıyım bu yüzden ben aslında...
Umut ve ihtimaller hep yanı başımda
Çok heyecanlı bir yer bu tatlı dünya...
Kısa olan yaşam değil,
eksik olan çabalardır hayatta;
Cenneti bu dünyada yaşamak
emin olun ki bizim avucunuzda
Cehennem ise sadece kaygılarımızda
ve korkularımızda
Her şeyi istemeden, denemeden, yenilmeden gitmeyin sakın bu dünyadan...
Rüyaları gerçekleştirmenin tek sırrı
uyanıp bir an önce
yataktan kalkmakta..

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Öyle birini sevin ki,
sizi yeri geldiğinde olgun ve mağrur bir kadın, yeri geldiğinde zekası fazla gelişmemiş
minik bir kız çocuğu gibi hissettirsin...
Öyle birini sevin ki,
"ayy ben hiç kıskançlığa gelemem" demelerinizi size bir bir yedirsin..
Öyle birini sevin ki,
sahiplenmeyi ve sahiplenilmeyi damarlarınızda hissettirsin,
o varken bana bir şeyrolmaz dedirtsin
Öyle birini sevin ki,
hiç affedemeyeceklerinizi size affettirsin
ve o çok böbürlendiğiniz ketumluğunuzdan ödün verdirsin
Öyle birini sevin ki,
kaybetmekten korkma hissini size öğretsin
ve kaybedilirse gerçekten kayıp olacak
bir kişilik sergilesin.
Öyle birini sevin ki,
size sizi hep güzel ve hep özel hissettirsin
ve yanınızdayken bile sizi özlesin
Öyle birini sevin ki,
instagramda gereksiz kızları takip etmesin
ve mümkünse sürekli whatsapp'de
çevrimiçi görünmesin
Öyle birini sevin ki,
bazen su katılmamış
bir öküz olduğuna inansanız bile
yanınızdan hiç gitmesin ...
sizi yeri geldiğinde olgun ve mağrur bir kadın, yeri geldiğinde zekası fazla gelişmemiş
minik bir kız çocuğu gibi hissettirsin...
Öyle birini sevin ki,
"ayy ben hiç kıskançlığa gelemem" demelerinizi size bir bir yedirsin..
Öyle birini sevin ki,
sahiplenmeyi ve sahiplenilmeyi damarlarınızda hissettirsin,
o varken bana bir şeyrolmaz dedirtsin
Öyle birini sevin ki,
hiç affedemeyeceklerinizi size affettirsin
ve o çok böbürlendiğiniz ketumluğunuzdan ödün verdirsin
Öyle birini sevin ki,
kaybetmekten korkma hissini size öğretsin
ve kaybedilirse gerçekten kayıp olacak
bir kişilik sergilesin.
Öyle birini sevin ki,
size sizi hep güzel ve hep özel hissettirsin
ve yanınızdayken bile sizi özlesin
Öyle birini sevin ki,
instagramda gereksiz kızları takip etmesin
ve mümkünse sürekli whatsapp'de
çevrimiçi görünmesin
Öyle birini sevin ki,
bazen su katılmamış
bir öküz olduğuna inansanız bile
yanınızdan hiç gitmesin ...

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Ben süreçlere üzülürüm, sonuçlara ise asla.
Çünkü sonlanan herşey bitmesi gerektiğinden biter.
Fırtınalar ise genelde olmaması gerekeni oldururken eser.
Karar verirken bir iki dal kırılır gider.
Ama kök sağlam olunca
fırtınanın kralı gelse vız gelir, tırıs gider.
Olmayanı oldururken verdiğin zamana
acıyarak harcadığın zamandır asıl pişman olunması gereken.
Bu yüzden bir tek günüm geçmez olmayana üzülürken.
Olmayanlardır seni bugünkü insan haline getiren.
Kıymeti olmayana kıymet yüklersen kendini kıymetli bulur.
Ortada bir suçlu ve bir mağdur asla yoktur.
Değer veren değerlidir.
O değer vermeye devam ettikçe değerlenir.
Değersize yüklediyse değer, öyle bildiğindendir.
Kendi değerinden bir nebze kaybetmez.
Çünkü insan değer verdikçe değerlenir.
Olmayan değer ise bol bir ipek elbise gibidir.
Üstte durmaz.
Çıkarır atar üstünden birgün.
İpek de olsa takmaz.
Ve birgün biri gelir.
Üstüne uygun bir elbise diker.
Belki kumaşı pazendir.
Ama o kumaş, onun için olması gerekendir.
Hayat işte böyle adil bir oyundur.
Su hep akar ve yolunu bulur...
Şimdi söyleyin ben niye dik durmayayım?
Gelecek fırtınaları boynum eğik mi karşılayayım?
Yarına çıkacağımız meçhul.
Bir fırtına esti diye,
Güzelim hayatı mı ıskalayayım?
Bedeni uymadı diye birisine
diktiğim ipek elbiseyi çöpe mi atayım?
Kaldırırım sandığa.
Yakışacak biri bulunur mutlaka...
İşte bu sebeple meltem gibi eser,
karşıma çıkan her zamansız fırtına
Çünkü sonlanan herşey bitmesi gerektiğinden biter.
Fırtınalar ise genelde olmaması gerekeni oldururken eser.
Karar verirken bir iki dal kırılır gider.
Ama kök sağlam olunca
fırtınanın kralı gelse vız gelir, tırıs gider.
Olmayanı oldururken verdiğin zamana
acıyarak harcadığın zamandır asıl pişman olunması gereken.
Bu yüzden bir tek günüm geçmez olmayana üzülürken.
Olmayanlardır seni bugünkü insan haline getiren.
Kıymeti olmayana kıymet yüklersen kendini kıymetli bulur.
Ortada bir suçlu ve bir mağdur asla yoktur.
Değer veren değerlidir.
O değer vermeye devam ettikçe değerlenir.
Değersize yüklediyse değer, öyle bildiğindendir.
Kendi değerinden bir nebze kaybetmez.
Çünkü insan değer verdikçe değerlenir.
Olmayan değer ise bol bir ipek elbise gibidir.
Üstte durmaz.
Çıkarır atar üstünden birgün.
İpek de olsa takmaz.
Ve birgün biri gelir.
Üstüne uygun bir elbise diker.
Belki kumaşı pazendir.
Ama o kumaş, onun için olması gerekendir.
Hayat işte böyle adil bir oyundur.
Su hep akar ve yolunu bulur...
Şimdi söyleyin ben niye dik durmayayım?
Gelecek fırtınaları boynum eğik mi karşılayayım?
Yarına çıkacağımız meçhul.
Bir fırtına esti diye,
Güzelim hayatı mı ıskalayayım?
Bedeni uymadı diye birisine
diktiğim ipek elbiseyi çöpe mi atayım?
Kaldırırım sandığa.
Yakışacak biri bulunur mutlaka...
İşte bu sebeple meltem gibi eser,
karşıma çıkan her zamansız fırtına

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Ne safız hepimiz...
Yapmamamız gereken herşeyi yapıyoruz.
Sonunda telefonla arayacağımızı,
aptallıktan mumla arıyoruz...
Vermediğimiz kıymeti,
Göstermediğimiz sevgiyi,
Esirgediğimiz ilgiyi,
Zaten iki gram olan empatimizi,
İmama lazım olacak diye sanırım
Pamuklara sarmalayıp saklıyoruz.
Yarım bıraktığımızı,
başkası tamamladığında ise
donup kalıyoruz.
Derler ki ölüler her zaman
yaşayanlardan daha fazla çiçek alır.
Çünkü pişmanlık
minnetten daha çok acıtır...
Yapmamamız gereken herşeyi yapıyoruz.
Sonunda telefonla arayacağımızı,
aptallıktan mumla arıyoruz...
Vermediğimiz kıymeti,
Göstermediğimiz sevgiyi,
Esirgediğimiz ilgiyi,
Zaten iki gram olan empatimizi,
İmama lazım olacak diye sanırım
Pamuklara sarmalayıp saklıyoruz.
Yarım bıraktığımızı,
başkası tamamladığında ise
donup kalıyoruz.
Derler ki ölüler her zaman
yaşayanlardan daha fazla çiçek alır.
Çünkü pişmanlık
minnetten daha çok acıtır...

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Ömür uzatmanın 10 yolu:
Önemsemeyeni, önemsemeyeceksin
Gitmek isteyenin biletini hemen keseceksin
Hatayı bir kere affedeceksin, tekrarında sileceksin
Üreteceksin ya da en azından sadece tüketmeyeceksin
Güleceksin ya da en azından gülüp geçeceksin
Avokado yerken baklavayı ihmal etmeyeceksin
Yermeyeceksin
Boş prensipler edinmeyeceksin. Esneyeceksin
Hareket edeceksin
Aynadakini çok seveceksin. Sevmeyeni sileceksin.
Önemsemeyeni, önemsemeyeceksin
Gitmek isteyenin biletini hemen keseceksin
Hatayı bir kere affedeceksin, tekrarında sileceksin
Üreteceksin ya da en azından sadece tüketmeyeceksin
Güleceksin ya da en azından gülüp geçeceksin
Avokado yerken baklavayı ihmal etmeyeceksin
Yermeyeceksin
Boş prensipler edinmeyeceksin. Esneyeceksin
Hareket edeceksin
Aynadakini çok seveceksin. Sevmeyeni sileceksin.

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Kimi sevEMİYORUM?
- Kilo alamadığı için mütemadiyen şikayet eden zatı
- Tatil fotografımızı hasetten "like"lamaya yerinen
sinsi akrabayı
- Biz çalışırken tatile çıkan ve bilmemdir kimin teknesinde renkli kokteyllerle poz veren iş arkadaşını
- Instagramda takip ettiğimiz halde bizi takip etmeyen ukalayı ( bu bağlamda jennifer lopez'e çok bozuluyorum)
- Nutella ile beslenip karın kası yapan ve metabolik hızı sesten hızlı olan adı batasıcayı
- Sosyal medyada hayatın sırrını paylaştığını sanarak gülümseyen selfiesinin altına "Güne gülerek başla.
En büyük hediye bugündür sana" yazıp beğeni sayan organizmayı
- "Mrb." yazarak ve karşılık alacağını sanarak DM'den kadınlara yürüyen, gereksiz özgüven mağdurlarını
- Abajur gibi durarak, hiç yorulmayarak ve kafa patlatmayarak para kazananları
- #nofilter deyip yüzüne dört kat fondöten sürdüğü
ve 1,5 saat kontür yaptığı ve annesinin kendisini tanımadığı fotoğrafı "doğal halim" adı altında paylaşanları
- Kafasını yastığa koyar koymaz uyuyanları
- Bir de çok güzel bulup aşırı kıskandığım için
Adriana Lima'yı
Sevemiyorum....
- Kilo alamadığı için mütemadiyen şikayet eden zatı
- Tatil fotografımızı hasetten "like"lamaya yerinen
sinsi akrabayı
- Biz çalışırken tatile çıkan ve bilmemdir kimin teknesinde renkli kokteyllerle poz veren iş arkadaşını
- Instagramda takip ettiğimiz halde bizi takip etmeyen ukalayı ( bu bağlamda jennifer lopez'e çok bozuluyorum)
- Nutella ile beslenip karın kası yapan ve metabolik hızı sesten hızlı olan adı batasıcayı
- Sosyal medyada hayatın sırrını paylaştığını sanarak gülümseyen selfiesinin altına "Güne gülerek başla.
En büyük hediye bugündür sana" yazıp beğeni sayan organizmayı
- "Mrb." yazarak ve karşılık alacağını sanarak DM'den kadınlara yürüyen, gereksiz özgüven mağdurlarını
- Abajur gibi durarak, hiç yorulmayarak ve kafa patlatmayarak para kazananları
- #nofilter deyip yüzüne dört kat fondöten sürdüğü
ve 1,5 saat kontür yaptığı ve annesinin kendisini tanımadığı fotoğrafı "doğal halim" adı altında paylaşanları
- Kafasını yastığa koyar koymaz uyuyanları
- Bir de çok güzel bulup aşırı kıskandığım için
Adriana Lima'yı
Sevemiyorum....

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Önce beyaz atlı prensin
bizi öperek uyandırmasını bekledik.
Prens gelmeyince de
kurbağaları öpmeyi denedik.
Resmen yedi tane cüceyi de
boşu boşuna besledik...
Şöyle bir durup
sakince düşünemedik.
Madem ki vaktinde uyanmayı
bu kadar çok istedik,
O halde akşamdan bir alarm kurabilirdik.
Ama biz her zamanki gibi,
Uyanmayı değil,
Uyandırılmayı tercih ettik...
bizi öperek uyandırmasını bekledik.
Prens gelmeyince de
kurbağaları öpmeyi denedik.
Resmen yedi tane cüceyi de
boşu boşuna besledik...
Şöyle bir durup
sakince düşünemedik.
Madem ki vaktinde uyanmayı
bu kadar çok istedik,
O halde akşamdan bir alarm kurabilirdik.
Ama biz her zamanki gibi,
Uyanmayı değil,
Uyandırılmayı tercih ettik...

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Sonbaharı ilkbahar gibi karşılayan
kadınlarız biz.
Son kelimesini pek sevmeyiz.
Yağmur yağsa, fırtına kopsa,
güneşin açacağını biliriz.
Biz bir kere her şeyin kıymetini biliriz.
Bu nedenle ıslatsa da üşütse de
bereketini bildiğimizden yağmura şükreder, gücünü bildiğimizden
rüzgara eğiliriz.
Biz duyguları mevsim geçişlerinde
bile taşan,
yerde biten otun mucizesine inanan,
arıların düzenine şaşıran,
köpeğinin bakışlarından
cümleler kuran,
her kötünün içinde
iyilik olduğuna inanan,
yanlış yapanlara şükranlarını sunan kadınlarız...
Başımız diktir bizim.
Rüzgarın önünde eğiliriz
ama insana eğilmeyiz...
kadınlarız biz.
Son kelimesini pek sevmeyiz.
Yağmur yağsa, fırtına kopsa,
güneşin açacağını biliriz.
Biz bir kere her şeyin kıymetini biliriz.
Bu nedenle ıslatsa da üşütse de
bereketini bildiğimizden yağmura şükreder, gücünü bildiğimizden
rüzgara eğiliriz.
Biz duyguları mevsim geçişlerinde
bile taşan,
yerde biten otun mucizesine inanan,
arıların düzenine şaşıran,
köpeğinin bakışlarından
cümleler kuran,
her kötünün içinde
iyilik olduğuna inanan,
yanlış yapanlara şükranlarını sunan kadınlarız...
Başımız diktir bizim.
Rüzgarın önünde eğiliriz
ama insana eğilmeyiz...

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Çayımı içtiğim gibi yaşıyorum ben.
Şekersiz, kaşıksız, katıksız...
Basit, sıradan ama sıcak...
Laktozsuz az yağlı sütle
caramel macciato seçeneği
sunsa da hayat bana,
Çay içerim ben...
Demesi kolay, içmesi kolay, yaşaması kolay...
Yalnızken kalabalık hissettiren,
Manzarayı içine çektiren,
İnsanı kendisiyle sohbet ettiren,
Beni aynı anda hem anılara
hem de hayallere sürükleyen
başka bir içecek yok bu dünyada.
Türk kahvesine de şiir yazılır belki
ama çay gibi olmaz.
Çayla fal bakılmaz, maske yapılmaz,
soğursa bir halta yaramaz.
Çay gibi severim ben herşeyi.
Kanıksamam asla her sabah gördüğüm şeyi.
Çay gibi severim sevdiğimi.
Her sabah mutlu olurum gördüğümde,
her sabah sıcak...
Çay gibi severim ben...
Yanında iki şeker ve bir kaşık
sunsa da hayat bana.
Katmam içine birşey.
Karıştırmam.
Geldiği gibi severim ben hayatı...
Ve asla kanıksamam...
Şekersiz, kaşıksız, katıksız...
Basit, sıradan ama sıcak...
Laktozsuz az yağlı sütle
caramel macciato seçeneği
sunsa da hayat bana,
Çay içerim ben...
Demesi kolay, içmesi kolay, yaşaması kolay...
Yalnızken kalabalık hissettiren,
Manzarayı içine çektiren,
İnsanı kendisiyle sohbet ettiren,
Beni aynı anda hem anılara
hem de hayallere sürükleyen
başka bir içecek yok bu dünyada.
Türk kahvesine de şiir yazılır belki
ama çay gibi olmaz.
Çayla fal bakılmaz, maske yapılmaz,
soğursa bir halta yaramaz.
Çay gibi severim ben herşeyi.
Kanıksamam asla her sabah gördüğüm şeyi.
Çay gibi severim sevdiğimi.
Her sabah mutlu olurum gördüğümde,
her sabah sıcak...
Çay gibi severim ben...
Yanında iki şeker ve bir kaşık
sunsa da hayat bana.
Katmam içine birşey.
Karıştırmam.
Geldiği gibi severim ben hayatı...
Ve asla kanıksamam...

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Konum atmış olsam bile,
Sakın vazgeçtiğim anda gelme...
Umumi wifi misali,
Bağlanması kolay görünüp,
ama sonradan da çekmeyip,
beni sakın germe...
Sakın ha beni,
What’s app emojileri gibi çabasız,
Bayram mesajları gibi ayrıcalıksız
Ve ekonomi gibi istikrarsız sevme
Olur ya mesajıma gülüp geçersin,
Beni de adam gibi sevmezsin
O zaman da
"Neden bloklandım acaba?" diye
ulu orta yerinme...
Okusaydın...
Sakın vazgeçtiğim anda gelme...
Umumi wifi misali,
Bağlanması kolay görünüp,
ama sonradan da çekmeyip,
beni sakın germe...
Sakın ha beni,
What’s app emojileri gibi çabasız,
Bayram mesajları gibi ayrıcalıksız
Ve ekonomi gibi istikrarsız sevme
Olur ya mesajıma gülüp geçersin,
Beni de adam gibi sevmezsin
O zaman da
"Neden bloklandım acaba?" diye
ulu orta yerinme...
Okusaydın...

SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM
Değersiz hissettiğiniz yerde durmayın.
Kapısını çaldığınız kişi sizi
hacdan annesi gelmiş gibi karşılamıyorsa,
gözlerinde ışık, dudağında gülümseme yoksa,
bir de üstüne niye çaldın kapıyı der gibi bakarsa,
bir daha o kapıyı çalmayın.
Yanında olmayı seçtiğiniz
kişi, sizden uzakta duruyorsa,
sizi sürekli eleştiriyorsa,
başarılarınız onu yıpratıyor, hüznünüz besliyorsa,
siz mutlu olacaksınız diye çok korkuyorsa,
yanınızdan ayrılıp önünüze geçmeye çalışıyorsa, yanınıza şükretmiyorsa,
orada daha fazla kalmayın.
En büyük yanlışı
verdiğimiz sevgiyi almaya çalışırken yaparız.
Verince almaya hakkımız var sanırız.
Verdiğimiz zeytin çekirdeğini
yanlışlıkla yutanın altına,
zeytinyağı çıkar umuduyla
boş teneke koyarız.
Umut ederek süremizden çalarız.
Ama o değer çaba karşılığı verilmez.
Prenses gibi hissetmezseniz
o muhabbet çekilmez.
Herkes bir adım gelene, on adım giderken,
bizim buralarda artık on adım gelmeyene,
bir adım bile gidilmez
Kapısını çaldığınız kişi sizi
hacdan annesi gelmiş gibi karşılamıyorsa,
gözlerinde ışık, dudağında gülümseme yoksa,
bir de üstüne niye çaldın kapıyı der gibi bakarsa,
bir daha o kapıyı çalmayın.
Yanında olmayı seçtiğiniz
kişi, sizden uzakta duruyorsa,
sizi sürekli eleştiriyorsa,
başarılarınız onu yıpratıyor, hüznünüz besliyorsa,
siz mutlu olacaksınız diye çok korkuyorsa,
yanınızdan ayrılıp önünüze geçmeye çalışıyorsa, yanınıza şükretmiyorsa,
orada daha fazla kalmayın.
En büyük yanlışı
verdiğimiz sevgiyi almaya çalışırken yaparız.
Verince almaya hakkımız var sanırız.
Verdiğimiz zeytin çekirdeğini
yanlışlıkla yutanın altına,
zeytinyağı çıkar umuduyla
boş teneke koyarız.
Umut ederek süremizden çalarız.
Ama o değer çaba karşılığı verilmez.
Prenses gibi hissetmezseniz
o muhabbet çekilmez.
Herkes bir adım gelene, on adım giderken,
bizim buralarda artık on adım gelmeyene,
bir adım bile gidilmez
bottom of page